Lider Olmanın Sırları

                                                                    
 Zorlu ve dolambaçlı yollardan geçerken ülkemizin en büyük ihtiyacı iyi bir lider.Lider olmak gerçekten zor sadece lider olarak doğmak yetmez yaşam şartları da çetin bir dönemden geçmesi gerekiyor. Dünya tarihinin en büyük lideri Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) en büyük sorunların üstesinden gelmiştir. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş ve kendi hemşerileri tarafından yaşadığı şehirde kovulmuş bunlar da yetmezmiş gibi Taif halkı tarafından taşlanmış. Peki bunlardan sonra ne olmuş? Âlemlere rahmet olan yüce sıfata ulaşmış. Yani yüce Allah’ın Habibi ve tüm insanlığın tek peygamberi olmuş.


Gelelim günümüze korona belasına, bu birbirine kaynaşmayı o kadar seven bir milletiz ki bizi eve sokmak ve karantina süreci uygulatmak o kadar zor ki. Şu an her hangi bir kişiye gel sana maaş verelim cumhurun başkanı sen ol ya da gel bakan ol desen inanın çok az kişi bunu yapabilir. Belki istekli olan kişi sayısı çok olabilir ama yapabilecek lider sayısı çok az. Neden mi zorluklarla yoğrulmuş bir hamur gerekiyor da ondan. Mesela 2001 krizini düşünelim hadi diyelim o gün korona belası olsa, ülkemizde ne olurdu acaba! Anayasa kitapçığı fırlatmakla çıkabilir miydi bunalımlı havadan? Daha kötü senaryoları düşünmek rahatlatıyor ama bunlar da kaçınılmaz gerçekler.


Bugünkü liderimiz Recep Tayip Erdoğan’a zorlu süreçlerden geçtiği bir gerçek. Hapis yatmak ve terör saldırısına uğramak ve çok sevdiklerinden ayrı düşmek bu yaşanmışlıklar onu lider yaptı. Ama esas olan bunları dışında çok dikkate aldığı bir enerji kaynağı var ki o da bu zor durumlarda bir sinerji oluşmasına neden oluyor. Ne mi bu tabi ki fakirin, mazlumun, ezilmişlerin Suriyelilerin… duası. Bu güç sayesinde yılmadan yolunda devam ediyor, Rabbim devam ettirsin de. İşler her zamankinden daha zor bollukta sevdasına vurulanlar darlıkta arkasından vurabilir. Rabbimin yardımı ve inancımızın bize verdiği güç sayesinde bu zorlukların da üstesinden geleceğimize inanıyorum. Ama bu süreçte değerli bakanlarımız Süleyman Soylu ve Fahrettin Koca gibi kendisini ülkeye adamış bu güzel insanların üzerinde birçok baskı var. Cumhurbaşkanımızın bu süreçte yaptığı en doğru iş her ikisine de sahip çıkmak olacaktır. Cumhurun başkanı Süleyman Soylu’nun istifasını kabul etmeyerek en doğru işi yapmış tenhada gözyaşı dökenlerin ellerine mendil uzatmış ve umut aşılamıştır.


Peki, durum nasıl devam edecek ne olacak bu ülkenin hali? Devam ederse krizleri kaldırabilecek mi bu millet? Ben bu milletin yoksulluğu aşabileceğine inanıyorum kuru soğan ile ekmeği birlikte aş edebileceğine inancım tam.  Elbet gemiyi terk edenler olacaktır ancak gemide olanlar bizleriz. Sağdan ve soldan kim gelirse gelsin gemiyi inşa etmeliyiz. Sağdan ve soldan kim olursa olsun bu gemiyi delmeye çalışanları gemiden atmalı ya da gemideki hücrelere tıkmalıyız. Ancak iyileşen hücreleri kucaklamalıyız sahip çıkmalıyız tekrar hep birlikte tek vatan tek bayrak olmalıyız. Allah için af etmeliyiz. Af etmek için bahaneler üretmeliyiz. O bu şu demeden tekrar dost olduğumuzu aile olduğumuzu hatırlamalıyız. Unutmayın bizi bizden başka kimse yıkamaz, yıkmaya da kalkamaz. Biz bizi yutmak isteyenin boğazında kalırız. Bizi biz arada tutan değerleri unutmamalıyız bunlardan birini diğerine feda etmemeliyiz. Rabbim ülkemizin yardımcısı olsun. Her ne görüşte olursa olsun bu ülkeye bir çivi çakanın çivisi bin olsun.