MÜDÜR VE YÖNETİCİ OLMAK İSTEYENLERE TAVSİYELER (6)

Mustafa ALTINSOY

MÜDÜR VE YÖNETİCİ OLMAK İSTEYENLERE TAVSİYELER (6)

Daha önce 5 bölüm de 35 madde halinde yazmış olduğum müdür ve yönetici olmak isteyenlere yönelik tecrübelerimi aktardığım bu yazı serisinin 6. Bölümüne 36. Maddeden başlayarak devam ediyorum. Bu yazı serisi tahminim 7. Bölümde bir mukaddime ile bitecek. Daha sonra diğer konularla ilgili yazılarımızla devam edeceğiz inşallah… 


36. ASTLARINIZA GÜVEN VERMEK

Beraber çalıştığınızastlarınıza  değer verip onlara  inanarak tatlı bir diyalog içinde olmak, güzel bir çalışma ortamını da beraberinde getirir. Belli bir mesafeyi de koruyacak şekilde Onların şahsive ailesi ile ilgili sorunlarını not alıpyardımcı olmak, doğum günlerini kutlamak, yöresel kültürleri ve gelenekleriniönemsemek, orta yollu, tedbirlibir davranış içinde olmak iyi bir yöneticide aranan vasıflardandır. 

Aşırıya kaçmamak şartıyla zaman zaman esprili olmak, fıkralaranlatmak,sizin değerinizi  düşürmez, aksine yüceltir. Espri yeteneğisizin  güçlü olduğunuzu ve kendinize güveninizide gösterir.
Astlarınızı denemek,kapasitelerini ölçmek, çaplarını ve sınırlarını anlamak için sizi zor durumdabırakmayacak oranda yetki devrederek sorumluluklar verebilirsiniz. Riskalmalarını destekleyerek kontrollü yetki devretmekten korkmayın. Bırakınbazen sizin kontrolünüzde  hata yapsınlar, hata yapmanın tecrübe vemahcubiyetini yaşasınlar. Bazen hata yaparak öğrenmek, tecrübe kazanmak için iyi bir yetiştirme metodu olabilir. 

Periyodik zamanlarda; günlük,haftalık,aylıktoplantılar yapmakta fayda var. Ancak, sık sık ve toplantı yapmış olmak için yapılan, gündemi olmayan, rutin hale gelen faydasız toplantılar yarardan çok zarar getirir. Toplantılarda “Ben dilini” çokkullanarak kendinizden  sürekli bahsetmeniz doğru olmaz. Ancak söylenmesi gereken önemli bir şey olursa konuyu misaller ve örneklerle anlatarak samimiyetle doğruyusöylemekten de çekinmemek gerekir. 


37.MAKAMIN VE MÜDÜRLÜĞÜNTUZAKLARI

İnsan bir makama gelince oradadevamlı kalacağını zanneder, dolayısıyla bazen güç zehirlenmesiolabilir.Makamlar berber koltuğuna benzer tıraşı biten kalkar. Devlette,bürokraside,her an pozisyonlar değişebilir. Eskilerin dediği gibi: “Malamülke mağrur olma, deme var mı ben gibi. / Bir muhalif rüzgâr eser, savururharman gibi.”Ve  şairin dediği gibi; “Hiçbitmeyecek şevk verirken beste, bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir.” (Yahya Kemal).

Bu yüzdengüç sarhoşluğuna kapılmadan hareket etmek gerekir. Pozisyonunuzugücünüzle karıştırmayın. Popüler olmaya çalışıp saygınlığınızı çabucak yitirmeyin. Sonucu görmeden acele hüküm vermeyin, sabırlı davranın. İletişimeaçık olun, konuyu hep siz biliyorsunuz kanaatine kapılmayın. Söylenen farklı vegüzel tekliflere  karşı çıkmak yerine karşımızdakinin fikirlerini veamaçlarını  anlamaya çalışın. Unutmayın; Yöneticilikte,dostluklar genelde geçici olur.Eğer bilerek yanlışlıklar yaparsanız kalıcı düşmanlıklar da edinebilirsiniz. Bu konuda merhum Doğan Cüceloğlu’nun“Makam, mevki, rütbe, unvan; bunların hepsi cekettir. Ceketi asar, bir yere gideriz. Arkada sadece insanlığımız kalır ve öldüğümüzdesadece çıplaklığımızı götürebiliriz bu dünyadan.” Sözlerini de hatırlatmakta fayda görüyorum.
  

38.FOTOĞRAFIN TAMAMINIGÖRMEK

Bir kurumda yeni görevebaşladığınızda, değişiklikler yapmadan, icraata girmeden önce bir süregözlemler yapılması iyi olur. Bu gözlemler neticesinde kurumunuzun tamamını dahaiyi tanımak ve  daha sonra alınacak kararların isabetli ve doğru olmasıaçısından daha faydalı olur. Detayları anlayarak fotoğrafın bütünününkaçırılmaması gerekir. “Tecrübe kazanmak, bir dağın tepesineçıkmaya benzer, çıktıkça yorulursunuz ama ormanın tamamını görmeyebaşlarsınız.Dağın eteğinde iken, ovanın veya ormanıntamamını göremezsiniz. Ancak  dağın zirve noktasına çıkarsanız ormanıntamamını görürüz. Fotoğrafın, tamamını görerek kararlarınızı vermeyeçalışırsanız daha isabetli kararlar verir ve daha az hata yaparsınız. Onun için  bazı icraata yönelik kararların, acil değilse zamana bırakılarak,kurumunuzu iyice tanıdıktan sonra usulet ve suhuletle yavaş yavaş uygulanması daha isabetli olur.

Tabi insan acelecidir, aceleci yaratılmıştır. Kendini frenlemekte, yönetmekte bazen zorlanabilir. Bu nedenle; insanın kendini yönetmesi, liderliğin ilk adımıdır. Kendini yönetmeyi bilmeyen lider olamaz derler. Öfkeyle hareket etmeyin, sabırlı olun, çalışırken keyif alarak ve keyif vererek çalışın. Hatta bazen karşınızdaki insanları daha çabuk tanımak için (aşırıya kaçmadan) espriler yaparak, neşeli gözükerek, onları daha çabuk tanıyabilirsiniz. Bu sizin kurumumuzu tanıma sürenizi de kısaltır.


39.SIK SIK İDARECİ DEĞİŞTİRMEK  

Bazen kurumda çalışanların görev alanlarını değiştirmenin herkesin diğer bölümleri de tanıması açısından bazı faydaları olabilir.Ancak sık sık alan/bölüm değişikliği yapmak, idareci değiştirmek, her zaman doğrusonuçlara ulaştıracak bir yaklaşım değildir. Hem tecrübe hem de kurum hafızası kaybıolabiliyor. Bu devlet kurumlarında olduğu gibi özel sektörde de böyledir. Ziyarete gittiğim özel okullarda oradaki öğretmenlerin kurumda kaç yıldırgörev yaptığına çok dikkat ederdim. Eğer bir öğretmen uzun süre oradagörev yapmışsa, hem kurum hem de öğretmen hakkında ben de olumlu kanaatoluşurdu. Acil kesilmesi gereken, kangren olmuş bir yapılanma yoksa şahıslarıngörev yerlerini sık sık değiştirmek sıkıntı olabilir. Ama görev değişikliği yapmanızgerekiyorsa kurumu, şahısların ve kapasitelerini, şahısların arkasındakiinsanları iyice tanıdıktan,  en az altı ay, bir sene geçtikten sonra görev değişikliği yapmanız daha iyi olur. 

Yıllar önce Yönetim - Organizasyon Bölümünde yüksek lisans yaparken o zaman dersimize gelen Nurullah Genç hocamız, Japon fabrikalarında personel transferi ve değişimi konusunda çok güzel bir uygulamaya ya da anlayışı bizimle paylaşmıştı.Japon fabrikalarında bir kişinin çalıştığı işyerinden ayrılması hem ayrılan için hem işveren için ayıp sayılır, hoş karşılanmazmış. Kurumdan ayrılan çalışan;“Neden sabır sebatedip uyum sağlamadın, çalıştığın iş yerini yarı yolda bıraktın?” diye tenkit edilirmiş. Çalışanını ayıran fabrika ya da işveren de; “Neden çalışanını memnun edemedin, muhafaza edemedin?” diye eleştirilir, aynı şekilde hoş karşılanmazmış.
Hatta çalışanlardan  birisi çok üst düzeye gelmiş olsa bile, kendi  iş yerinden ayrılır başka bir iş yerine giderse, orada en üst noktadan başlatılmaz, yeni gittiği işyerinde en alt kademeden başlatılarak yönetim kademelerini yavaş yavaş çıkması sağlanırmış.
Mesela Toyota’da en yüksek yönetici bile olsan oradan ayrılıp, Mitsubishi’ye giderse orada da yine alt görevlerden başlatırlarmış. Sebebi ise,“her kurumun kendine ait bir kültürü var, alttan başlayarak yukarıya doğru kademe kademe gitsin kurumun kültürünü tanısın” diye düşünürlermiş. En azından Toyota’da 10 yılda geldiği mesafeye Mitsubishi’de hemen gelmez, en az 3-5 yıl alt taraflarda, yeni  kurumunu öğrenerek, tanıyarak, yavaş yavaş yukarı doğru gelirmiş. Yani bizdeki gibi yukarıdan bir prens bulunup yeni şirketin başına konulmaz, bu şekilde de şirketler arası üst düzey transferin önü kesilirmiş. Çünkü önceki firması ona yılların emeğini vermiştir. O emeği ve birikimi diğer firmaya böyle kolay vermesi hoş karşılanmıyor.


40. YAPILANBAZI CAZİP TEKLİFLERE MESAFELİ YAKLAŞMAK

Herhangi bir makamdayken size vaatedilen tatlı tekliflere çok kanmayın ve inanmayın. Ölçüp tartın. İstanbul İl MillîEğitim Müdürlüğünde özel okullardan sorumlu müdür yardımcısı olarak görev yaparken,eski milli eğitim müdürlerinden birisi beni uyararak; “Müdür Bey, şimdi size çok teklif yaparlar, sizi överler, alır özel sektöre götürür, bir sene sonra da işinize son verirler. Onun için her konuşan kişinin sizi niyeövdüğü ne maksatla konuştuğunu anlamaya çalışmak lazım.” diyerek uyarıda bulunmuştu.

Bu anekdotu destekleyen şöylebir fıkra anlatılır.Zamanın birinde, bir ilde Vali Bey’i çoksevmişler. “Sayın valimiz,bizler sizi çok başarılı buluyoruz ve sizi çok seviyoruz, keşke seçimlerde aday olup bizim belediye başkanımız olsanız iyi olur.” demişler. Vali Bey, ilk başlarda belediye başkanlığına olumsuz bakmasına rağmen daha sonra biraz aklına yatmış. Seçimyaklaşınca şehrin ileri gelen eşrafını çağırmış. Herkes “Buyurun Sayın Valim, bir emriniz mivar?” diye talimat beklerken, Vali Bey, şehre belediye başkanı olma isteklerinihatırlatarak; “Seçimler yaklaşıyor, ben de düşündüm, sizin teklifinizi değerlendirerek belediye başkanınız olmak isterim.”deyince,herkes şöyle rahata geçmiş, ayak ayak  üstüne atıp, “Sayın Valim”modundan “Vali Bey”moduna geçip;  “Vali Bey, hele bir kahve söyle de konuyu bir kez daha düşünelim.”demişler. 

11 Ağustos  2022