Mustafa ALTINSOY

Mustafa ALTINSOY


EV HANIMLIĞI / KADIN İSTİHDAM POLİTİKASI

25 Ocak 2023 - 00:51

Aile yapısını bekleyen en büyük tehditlerden birisi, kadın istihdamının artırılmasına yönelik çalışmalardır. Kadının İş hayatında rolünün artırılması nedeniyle çocuklarına ayıracak gerekli zamanı bulamadığından evde annelik rolü de azalmaktadır. Annelik ve eşlik görevinin aksamasıyla aile de riske giriyor. Evlatları için ilk öğretmen olması gereken annelerin dışarıda çalışmalarından dolayı çocuklarımız çok küçükken annelerinden alınarak kreşlerde, bakıcıların elinde, sevgisiz, bağlanmayı gerçekleştirmeden büyümektedirler. Psikologlar, 0-3 yaş arası anne ile bağ kuramayan çocukların ileride toplumda da bağ kurmakta zorlandığını söylemektedirler.

Annelik ve babalık hiçbir kuruma devredilemez. Çalışma hayatında hükümetlerin çok büyük bir başarı gibi gösterdikleri kadın istihdamı nedeniyle ebeveynlik görevi bakıcıya, öğretmene devredilmiş durumda. Kur'an-ı Kerim’de gebelik süresi 30 ay ifadesi çok önem arz etmektedir. Yani 9 ay hamilelik, 21 ay emzirmek toplam 30 ay yapar. Emzirmekte gebeliğin  vebu eğitimin bir parçasıdır. 

Kanaatimce dışarıda çalışmayı tercih etmeyip evinde ailesiyle daha yakından ilgilenmeyi isteyen kadınlar için ev zaten en büyük istihdam alanıdır. Evde çalışan kadınları boş otururan insanlar gibi görüp dışarıda istihdamını artırmaya çalışmak ev hanımlarına hakarettir. Ev hanımı dediğimiz; evinde boş oturan, işsiz güçsüz birisi olmayıp birçok işin omuzlarına yüklendiği görünmez kahramanlardır.
Bir kadının gün içinde evinde yaptığı işleri meslek olarak ele alırsak; 
Çocuğunun ilk öğretmenidir.
Aynı zamanda bakıcısıdır.
Evin temizliği, düzeniyle ilgilenir, yemek yapar.
Çocukların giyeceğinden, yiyeceğinden, ödevlerinden, programlarından sorumlu adeta bir organizatördür.
 Evi, yuvayaçevirerek, bereketlendirendir, evin hakimidir, sultanıdır.  
Bütün bunlardan evin hanımını çekip aldığınızda süt annelik dahil, hepsi için ayrı bir meslek grubunapara ödeyerek hizmet almanız gerekmektedir.

Bu nedenle iş hayatında kadın istihdamı azaltılarak ev hanımlığı meslek haline getirilmelidir. Bütün insanların en büyük gayesi; sigortalı bir işe yerleşmek ve hayatını garanti altına almaktır. Bu nedenle, ev hanımlığı meslek haline getirilerek çocuğunu eğitimi ve bakımı ile ilgilenmesi sağlanmalıdır. Evlilik yapan kadının artık bir işte çalışıyormuş gibi otomatik olarak sigortası da yapılmalı. Doğum yapan kadına;Memlekete adam yetiştiriyor, çocuğuna bakıyor, evde çalışıyor anlayışıyla asgari ücret maaşı bağlanmalı, iki çocuktan sonra her çocuk için ciddi primler, ücretler ödenmelidir.

Ev hanımlığı ve sigorta konusunda yaptığım teklifin sonuçları iyi hesap edilerek düşünülürse hem çocuk eğitimine hem aile bütünlüğüne çare bulunacak hem de uzun vadede işsizliğe çözüm olacağını düşünüyorum.

“Kadınların ev dışında istihdamı ve üretime katılması yönündeki ısrarlı baskının psikolojik bir şekli de vardır. Bu, doğum yapmak, çocuk yetiştirmek ve aileye bakmak yoluyla kadının evde yarattığı iktisadi değerlerin tanınmamasından oluşur. Günde 10-12 saatini eve ayıran bu işçi, bu ev hanımı, istatistiklerimiz tarafından işsiz olarak sunulur ve ‘çalışmayan unsur’ başlığı altında tasnif edilir. Hepimiz bir kadının ne kadar meşgul olduğunu bilir, ama aynı zamanda görmezden geliriz. Kadının çalışmasının bu şekilde göz ardı edilişi, evi terk edip ailesine sırtını dönmesi için ona yapılan baskının bir başka ve bu kez ahlaki bir şeklidir. İslam kültürü diğer yöne gitmek zorundadır. Bunun başlangıcı da annenin ve ev hanımının işinin tanınması olacaktır.”(1) 

Kadın dernekleri ve aile bakanlığı; ev hanımlarını, boş işlerle uğraşan, “vasıfsız” eleman gibi görmekten vazgeçmeli;Dışarıda kadın istihdamını arttırmak yerine kadının üzerindeki sorumlulukları paylaşmalıyız.Çalışırken emziren kadınlara maddi destek uygulaması, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının aile kurumuna zarar veren çok yanlış bir uygulamasıdır. Çalışan anneye maddi destek vermek yerine evde evladını yetiştiren anneye veya tek başına kalan, evladını yetiştirmek için mücadele eden anneye destek vermek neden akıllara gelmiyor? Kadının asli vazifesi annelik ve ev hanımı olarak çocuklarını yetiştirmek, yuvasına sahip çıkmaktır.  Baba işte, anne işte, çocuk kreşte,peki aile nerede? 

Toplumu çökertmek istiyorsanız, önce ev hanımlığını ve anneliği değersizleştirin ki evde ana kalmasın. Evde ana kalmayınca nesiller televizyonun ve internetin büyüttüğü ruhsuz, kimliksiz ve merhametsiz nesiller olarak yetişsin. Bu nedenleev hanımlığı cazip hale getirilmeli. Çünkü “Yuvayı dişi kuş yapar” sözü çok önemlidir. “Anne gitti ve evler döndü yazlık otellere. Anne gitti ve sular buruştu testilerde. Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir. Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir.”(2) 

Evde kadınların üzerinde çok fazla yük fazla var. Ancak maalesef hem dışarıda öğretmenlik, memurluk veya diğer işlerde hem de evde çocuk, çamaşır, ütü, ev işlerinde çalışan kadınların yükü ikiye katlanmış durumdadır.sonuçtayorgun düşüp ve mutsuz olan anneler, strese girip acısını eşinden veya çevresinden çıkarıyor. Tabi ki bütün bunların tek sorumlusu kadınlar değil. Hayat pahalılığı veya psikolojik baskı ile sanki eşlerin ikisinin de çalışmak zorunda algısının oluşturulması masumane değil bilinçli bir planlamadır.

Gerekirse kadın da çalışabilir ama evini ve evladını önceleyerek çalışma saatleri ve şartları ayarlanabilir. Ancak Kadının alanı ve branşı olsun olmasın her yerde çalıştırılması, bir satış ve pazarlama objesi olarak ileri sürülmesi, onların olması ve alması gereken rollerini ihmal etmelerine sebep olmaktadır. Kadınlar, çok naif, kırılgan yapıda yaratılmış olduğu için güç ve fıtratlarına uygun olmayan erkeklerin yapabileceği işlerde çalıştırılması onları yoruyor ve yıpratıyor. 

Sözüm ona Aileyi korumak için yapılan yanlış uygulamalar yerine çalışan annelerin evine, yuvasına sahip çıkması için ev hanımı annelere teşvik verilmesini şiddetle tavsiye ediyoruz. Aile Bakanlığının görevi aileyi korumak iken bu tür uygulamalar aileyi parçalamaktan başka bir işe yaramıyor. Kadının ekonomik özgürlüğünü kazanmak veya kadını erkekten korumak adına yapılan kanunlar, bu sefer erkeği mağdur ederek başka bir sosyal yaralar açıyor.

Tezhip sanatkârı Prof. Dr. Çiçek Derman, üç erkek evladını büyütmek için 20 yıllık kariyerine ara vermesinin nedenini şöyle açıklar; “Siz anne olunca esas işiniz başlıyor. Doğumdan sonradır annelik. Çocuğun bilhassa o ilk yedi sene şahsiyetini, hamurunu ihlasla yoğurmalı. Hele İstanbul gibi yerlerde, Türkçeleri, terbiyeleri, haram-helal, günah-sevap bunları aynı tezhip yapar gibi legolarla ev yaparken işledim. İleride çocukların çocukluğuna döneyim de yapamadığım anneliği yapayım deme şansınız yok. Daha sonra dönüşü yok. Hâlbuki geç de olsa unvan da geliyor, çok şükür mevki de geliyor. Ama anneliğe dönmek mümkün değil”.

Şu anda evlilikteki en büyük kırılma sebeplerinden birisi çalışan eşlerin çocuklarına ve birbirlerine zaman ayıramamasıdır. Eşlerin birbirlerini ihmal etmesiyle aralarında soğukluklar ve ailede çatışmalar başlıyor.Çocuklar bu arada hara güre büyüyorlar.Böyle durumlarda çocuğun babayla geçireceği zaman çok önemlidir. Birçok kişi keşke çocuklarıma biraz daha zaman ayırabilseydim diye ileride pişman oluyor. 
Tabi ebeveynlik ve ev geçindirmek gibi sorumluklar sadece kadına veya erkeğe ait değildir.Bütün sorumluluklara erkek ve kadının fıtratlarına ve yaratılışlarına uygun işbirliği içinde beraber dahil olması en güzelidir. Erkeğin, hanımının yapamadığı / yetişemediği işlerde ona yardım etmesi, gerekiyorsa dışardan yardım almasını sağlaması İslam ahlakındandır.

Aile üzerine yazdığım ilk makalede Ailenin önemi, ikincisinde Aile hayatımızdaki eksiklerimiz üzerine kafa yormaya çalıştım. Üçüncü makalemizde de Aile Birliğimizi Korumak Yolunda alınması gereken önlemleri ve yapmamız gerekenleri yazmaya gayret ettim.Bumakalemizde “Ev hanımlığının meslek haline getirilmesi ya da kadının evde çalışması ve kadın istihdamı” üzerinde durmaya çalıştım.

Mutlu yuvalar dileğiyle. Kalın sağlıcakla.

Mustafa Altınsoy   23 Ocak 2023

(1) Aliya Izzetbegoviç, (Özgürlüğe Kaçışım / Zindandan Notlar)
(2) Sezai Karakoç







 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum